15 Eylül 2014 Pazartesi

Biz böyleyiz , birbirimize benzeriz


Hâdise meşhur; bir çoğunuz duymuştur muhtemelen


60'lı yıllarda Elazığ akıl hastahanesinden -personelin bir ihmali sonucu- bütün deliler kaçar, Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılırlar.

Personel panikler, başhekime koşup vaziyeti bildirirler ve "ne yapalım efendim" diye sorarlar.

Başhekim sâkindir: "bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin" der.

Doktor önde, birkaç personeli arkasında trencilik oynayarak bütün Elazığ'ı "çuf çuf" nidalarıyla dolaşırlar. :)


Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Lokomotif (başhekim bey) istikametini hastahane'ye çevirince bütün deliler hastahaneye geri dönmüş olurlar. Mesele sulhla hallolduğu için bütün personel, trencilik oynadıkları için de deliler hallerinden çok memnundur.

Ancak akşam yoklama yapıldığında bir sıkıntı daha zuhur eder: olaydan önce hastanedeki hasta sayısı 423 iken; trencilik oynayarak hastaneye dönenler 612 kişidir(:


(Mesajım yerine ulaşmıştır umarım  )