16 Kasım 2014 Pazar
Bu aralar ....
Son zamanlarda korsanlara merak salmıştı . O yüzden Korsan temalı bir pasta sipariş ettik.
Pastamız her yıl olduğu gibi bu yıl da Aslı Pastanesinden ....
Biraz geç oldu ama aşure yapabildim nihayet ( vakit darlığından ) Bu yaptığımı çok beğendim.
bir dahakine de bu tariften yapacağım için kendime not olarak en iyisi yazmak :))
Malzemeler
Yarım kilo buğday
250 gr nohut
250 gr fasülye
200 gram üzüm (benim elimde mevcut değildi kullanamadım )
100 gram fıstık
15-20 arası kuru kayısı
10 civarı kuru incir
çubuk tarçın
3-4 su bardağı toz şeker ( damak zevkinize göre arttırabilirsiniz )
göz kararı kuş üzümü , çekilmiş ceviz, çekilmiş fındık , tarçın , Hindistan cevizi kuru şekerlemeler(isteğe bağlı )
Bir gece öncesinden buğday - nohut - fasülye ıslatılır ( ayrı ayrı ıslatıp ayrı ayrı kaynatanlar var kararmasın diye ama aşureyi karartan incir ve karanfil )
ertesi gün tüm malzemeyi (nohut fasülye buğday )büyükçe bir tencereye alıyoruz ve su koyup kaynatmaya başlıyoruz. yanınızda sürekli sıcak su bulundurun su azaldıkça devamlı ekleme yapılacak kaynarken üzerinde oluşan beyaz tabakayı da temizliyoruz ara ara karıştırıyoruz dibi tutabilir.
bu arada incir ve kuru kayısıyı ince ince kıyıyoruz. Ayrı bir kapta 5' er dakika ayrı ayrı bunları da kaynatıyoruz. (kuru üzümü de bu aşamada kayısı ile birlikte kaynatın )
koyulaşıp kıvam almaya başlayınca önce üzüm ve kayısıyı atıyoruz. (inciri en son ekliyoruz kararmasın diye ) daha sonra şekerini döküyoruz. kaynatmaya devam ediyoruz. aşure koyulaşıp çorba kıvamı almalı . aşure piştikten sonra en son inciri de koyup karıştıyoruz. kaplama paylaştırıp . üzerini kuş üzümü ceviz çekilmiş fındık tarçın ve Hindistan cevizi ile süslüyoruz...
11 Ekim 2014 Cumartesi
Bu aralar
15 Eylül 2014 Pazartesi
Biz böyleyiz , birbirimize benzeriz
Hâdise meşhur; bir çoğunuz duymuştur muhtemelen
60'lı yıllarda Elazığ akıl hastahanesinden -personelin bir ihmali sonucu- bütün deliler kaçar, Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılırlar.
Personel panikler, başhekime koşup vaziyeti bildirirler ve "ne yapalım efendim" diye sorarlar.
Başhekim sâkindir: "bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin" der.
Doktor önde, birkaç personeli arkasında trencilik oynayarak bütün Elazığ'ı "çuf çuf" nidalarıyla dolaşırlar. :)
Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Lokomotif (başhekim bey) istikametini hastahane'ye çevirince bütün deliler hastahaneye geri dönmüş olurlar. Mesele sulhla hallolduğu için bütün personel, trencilik oynadıkları için de deliler hallerinden çok memnundur.
Ancak akşam yoklama yapıldığında bir sıkıntı daha zuhur eder: olaydan önce hastanedeki hasta sayısı 423 iken; trencilik oynayarak hastaneye dönenler 612 kişidir(:
(Mesajım yerine ulaşmıştır umarım )
18 Ağustos 2014 Pazartesi
Günün tatlısı muffin
- Tozşeker, vanilya ve yumurtaları 5 dk. Çırpın ( fazla köpürüp krema gibi olmayacak )
- Üzerine yoğurt ve sıvıyağ ekleyip tekrar manuel çırpın.
- Başka bir kapta un ve kabartma tozunu kakaoyu eleyip karıştırın
- sıvı karışım ile kuru karışımı birleştirin fakat Sıvı karışımı yavaş yavaş tahta kaşıkla karıştırarak ilave edin . Mikserin en düşük devrinde sadece homojen olması için az bir süre çırpın .
- Muffin kağıtlarına 2 yemek kaşığı karışımdan koyun.
- Önceden ısıttığınız 180 derecelik fırında yaklaşık 20 dk. pişirin. Kontrol ederek fırından alabilirsiniz 5 dk. soğuması için bekleyin. Daha sonra isterseniz kağıtlarından çıkarabilirsiniz
- Üzerine ister pudra şekeri veya krema , isterseniz de benim gibi çikolata sosu ve Hindistan cevizi koyabilirsiniz . Tamamen zevkinize kalmış . Çikolata sosunu 3 çay bardağı süt ile oldukça koyu yaptım.
16 Ağustos 2014 Cumartesi
Sübliminal reklamcılık
REKLAMLARDAKİ TEHLİKE !!!
Subliminal reklamcılık denen bilinçaltını hedef alan bu tür reklamlar ilk kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler halinde ‘patlamış mısır ye’ ve ‘Kola iç’ sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinciyle algılayamadığı halde,(izlerken o anda gözle görünüp algılanması mümkün değil ) bilinçaltına hitap eden bu sloganlar sayesinde Kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı iddia edildi. Bilinçaltı reklamları Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde yasaklandı.
Nasıl oluyor peki : Gözün fovea hareketleri sizin şu anda görmediğiniz şeyleri de görüyor. Göz devamlı bir tarama içinde. Tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Bu söylediklerim bilimsel verilerdir. Biz, normal şartlarda gözümüzün fovea hareketleriyle beynimizde depolanan şeylerin çok azını hatırlıyoruz. Ama mesela markete gittiğimizde 10 tane deterjan arasından 1 tanesini çekip alıyoruz. Yani gördüğümüzün ve de duyduğumuzun farkında olmadığımız şeylerin, bilinç yüzeyine çıkarak bize o malı satın aldırması söz konusu.
Mesela 5 Temmuz 1971 tarihli Time’ın arka kapağında çıkmış Gilbey’s London Dry Gin reklamı. Reklamda bardaktaki buzlar üzerinde ‘sex’ yazıyor. Bu reklam sayesinde Gilbey’s’in 1.5 milyon dolarlık satış yaptığı tespit edilmiş. Bunun üzerine reklamla ilgili bir araştırma yapılmış. Bu reklam deneklere gösterildiğinde yüzde 60’ı reklamın kendilerinde uyandırdığı etkiyi ‘doyuma ulaşma’, ‘sex düşkünlüğü’, ‘heyecanlanma’, ‘romantizm’, ‘duyguları okşayıcı’ gibi ifadelerle tanımlamış. Reklamın gizli mesaj içermeyen versiyonu ise denekler tarafından bu şekilde tanımlanmamıştır. Bir de az önce sözünü ettiğin beyin dalgalarını ölçen yöntem var. Gizli mesaj içeren reklama beyin daha farkı ve fazla tepki veriyor.
ben herzaman yiyecek restoran zincirlerinin hep kırmızıyı kullanmalarına takmışımdır .demek varmış bir nedeni
kadınlara yönelik reklamda oval ve elips çizgiler kullanmak, keskin çizgiler kullanmamak. Ya da renkler. Kırmızı renk kadınlar üzerinde daha fazla etki uyandıran bir renktir. Mesela aynı deterjan sarı, mavi ve sarı mavi karışımı 3 ayrı kutuya konuyor. Sarı kutudan yıkayanlar güzel yıkıyor, mavi kutudan yıkayanlar güzel yıkamıyor diyor. Sarı mavi karışımı kutudan yıkayanlar ise mükemmel yıkıyor diyorlar. Yani renkler karar verme mekanizmalarında bu kadar etkili. Mc Donalds’ın sarı kırmızı renkleri bilinç altında en çok yer eden renklerdir. 1980 Moskova olimpiyatlarında, Ruslar kendi oyuncularının odalarını kırmızı, rakip takımın oyuncularının odalarını ise mavi renkle ışıklandırdılar.
neden genellikle bu reklamların içerkleri aynı derseniz araştırmalarımda bu cevabı buldum
25.kare olayı var ki akıllara zarar nedir bu ?
Müziğin altına insan kulağının duyamayacağı ama bilinçaltımızın algılayabileceği dalga boyunda mesajlar yerleştirilebiliyor. Gözümüz saniyede 24 kareyi algılayabiliyor. Böylece filmlerin, dizilerin, reklamların arasında, 25. kare kullanılarak bazı mesajlar iletilebiliyor. Gözümüz ve bilincimiz bunu algılayamıyor ama bilinçaltımız algılıyor. Kokuyla bile bilinçaltına mesaj göndermek mümkün. Bu teknikleri, yasak olmasına rağmen, daha çok reklam sektörü kullanıyor. Verilen reklamın arasına yerleştirilen mesajlar sizi o ürünü almaya yönlendirebiliyor. Aktaş, sinemalarda verilen 10 dakika aralarda kola içilmesine yönelik mesajlar iletildiğini söylüyor. 25. karedeki “kola iç” talimatı film arasında koşarak kola almanıza neden olabilir
süper marketlerde çalınan hızlı müziklerin altına “daha çok al, daha çok al” mesajının yerleştirildiğini , İnsan bilincinde alışveriş şevkini arttıran Paçuli yağının da marketlerde belli aralıklarla verildiği, Çocuğunuzun seyrettiği masum çizgi filmde ses ve görüntü yoluyla pornografi ve şiddet içeren mesajlar yerleştirilmiş olabileceği de tespitler arasında var....
bir çarpıcı örnek daha buldum ki facebook tan ne kadar doğru bilemiyorum . ama paylaşmak istedim.
Bilinçaltı reklamların yasak olduğunu öğrendim ama kim tespit edecek şikayet edecek o da muamma ...
Bilinçaltımızı nasıl koruyabiliriz?
Bilinçaltımızı korumak için televizyon seyrederken çok seçici olunması gerekiyor. Mümkün olduğu kadar minimalist yaşamak ve teknolojiyi bilinçli kullanmak önemli. Kur'an, Cevşen okumak da bilinçaltının düzenlenmesi ve korunmasına etki ediyor. Güne başlarken, ya da bir film izleyeceksek, “ben bu filmi izlerken sadece bana faydalı olanları almak istiyorum.” diye telkin vermek işe yarayabilir. Ayetel Kürsi okuyarak etrafınızı çevirin ve etrafınızdan ışıktan bir koruma kalkanı olduğunu düşünün.
internetteki araştırmalarımdan derledim ... bundan sonra daha dikkatli bir izleyici olacağım sanırım :)))
11 Ağustos 2014 Pazartesi
Yastık dikimi
8 Ağustos 2014 Cuma
5 madde
2 Ağustos 2014 Cumartesi
Rize'den ☺️
23 Temmuz 2014 Çarşamba
ÜZÜNTÜLÜ GEÇEN GÜNLER
Bu yazımda yetim hakkı üzerinde durmak istiyorum
Hadis -i Şeriflerde buyuruluyor ki '' Yetimi güzel terbiye ederek büyütenle kıyamette beraber oluruz ''
Yetimlere İyilik Etmek 54 Farz’dan birisidir. Allah bir çok Ayet-i kerime’sinde yetimlere iyilik yapmayı emretmiş, onların haklarını gözetmeyenler hakkında şiddetli ikazlarda bulunmuştur
BAKARA SURESİ 177. AYET:
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
Beklemeyelim! Yetim bizim ayağımıza gelsin yardım edelim demeyelim !
27 Haziran 2014 Cuma
3 şey
20 Haziran 2014 Cuma
YILDÖNÜMÜ
Maalesef o hataya düştüm ve unuttum. hayatın koşturmacası ve yoğunluğunun beni dönüştürdüğü hale bakıyorum da bundan sonra kendime ve eşime daha fazla vakit ayıracağım kesin...
İş yerime gelen çiçekle hatırladım bu özel günü. çiçekçiyi görünce bugün doğumgünüm değil yanlış geldi dedim :) onun verdiği cevap da şu : bugün evlilik yıldönümüz 5. yılınız bitti . nice senelere ...
bürodaki arkadaşlarla resmen gülme krizine girdik. harika bir sürpriz oldu...
İş hayatında insanların kıskançlığı , bencilliği rüzgar gibi yüzüme savrulurken bu çiçekler güneş gibi doğdu kalbime...
Karşındaki kıskanıp ona kötü davranmak bencillik etmek yerine onun gibi olmaya çalışsan kesin daha mutlu olursun . Ben bu insanları çözemiyorum. Hiç anlamadım bundan sonra da anlayamayacağım...
Sizin gibi olmadığım için ne kadar şanslıyım ne kadar şükretsem az....
Ama bana iyilik bütün bunlar. Daha çok hırslanıyorum. Daha çok çalışıyorum.
Hayatın hep iyi yönlerini yakalıyorum. Mutlu oluyorum. Sizin gibileri hayatımdan atıyorum. Bana bu fırsatı verdiğiniz için ayrı ayrı teşekkürler.... Sevgiler....
18 Haziran 2014 Çarşamba
Beklenen koltuklar
15 Haziran 2014 Pazar
Dünden
Tv ünitesi
12 Haziran 2014 Perşembe
Nihayet taşındım
8 Haziran 2014 Pazar
Yaka kolye
12 Mayıs 2014 Pazartesi
DIY PROJESİ
Bugun sizlerle yaptığım yaka kolyeyi paylaşacağım. Hafta sonu yine Ümraniye' deydim. Her gidişimde bir sürü proje ile geri dönüyorum. tasarım deryası mübarek :) Neyse, aldığım keçeden kolye yaptım. Dıy projelerine ekledim.... D.I.Y = do it yourself demek yani kendi yaptığınız yaratıcı projeler anlamına geliyor.