16 Ağustos 2014 Cumartesi

Sübliminal reklamcılık


Daha önceki postlarımda bu konu ile ilgili yazı paylaşacağımdan bahsetmiştim ... 2008 yılından beri yazıyorum . Okumak ve yazmak benim hayat tarzım . Önceki bloğum oldukça siyasi atarlı idi.  Artık okunmasını istemediğim için kapattım . Fakat içerisinden yararlı yazıları bu bloğa çekmeye başladım . Bugün paylaşacağım yazı bunlardan biri . 2010yılına ait eski bir yazı olduğu için verilen örneklerde eski tabi . Yararlı olacağını düşünüyorum . Sevgiler ...
( 2010 YILINDA YAZDIĞIM YAZIYI DEĞİŞTİRMEDEN OLDUĞU GIBI PAYLŞIYORUM )

REKLAMLARDAKİ TEHLİKE !!!

Bahsedeceğim konu bilinçaltı reklamcılık yani subliminal reklamcılık. Nedir ? insan beynindeki etkileri ve hangi reklamlar yöntemle yayınlanmakta bunlarla alakalı bilgiler vermeye çalışacağım. . . 

Subliminal reklamcılık denen bilinçaltını hedef alan bu tür reklamlar ilk kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler halinde ‘patlamış mısır ye’ ve ‘Kola iç’ sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinciyle algılayamadığı halde,(izlerken o anda gözle görünüp algılanması mümkün değil )  bilinçaltına hitap eden bu sloganlar sayesinde Kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı iddia edildi. Bilinçaltı reklamları Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde yasaklandı. 

Nasıl oluyor peki :  Gözün fovea hareketleri sizin şu anda görmediğiniz şeyleri de görüyor. Göz devamlı bir tarama içinde. Tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Bu söylediklerim bilimsel verilerdir. Biz, normal şartlarda gözümüzün fovea hareketleriyle beynimizde depolanan şeylerin çok azını hatırlıyoruz. Ama mesela markete gittiğimizde 10 tane deterjan arasından 1 tanesini çekip alıyoruz. Yani gördüğümüzün ve de duyduğumuzun farkında olmadığımız şeylerin, bilinç yüzeyine çıkarak bize o malı satın aldırması söz konusu.


Mesela 5 Temmuz 1971 tarihli Time’ın arka kapağında çıkmış Gilbey’s London Dry Gin reklamı. Reklamda bardaktaki buzlar üzerinde ‘sex’ yazıyor. Bu reklam sayesinde Gilbey’s’in 1.5 milyon dolarlık satış yaptığı tespit edilmiş. Bunun üzerine reklamla ilgili bir araştırma yapılmış. Bu reklam deneklere gösterildiğinde yüzde 60’ı reklamın kendilerinde uyandırdığı etkiyi ‘doyuma ulaşma’, ‘sex düşkünlüğü’, ‘heyecanlanma’, ‘romantizm’, ‘duyguları okşayıcı’ gibi ifadelerle tanımlamış. Reklamın gizli mesaj içermeyen versiyonu ise denekler tarafından bu şekilde tanımlanmamıştır. Bir de az önce sözünü ettiğin beyin dalgalarını ölçen yöntem var. Gizli mesaj içeren reklama beyin daha farkı ve fazla tepki veriyor. 

 yukarıdaki bardağa bakın. ilk başta herhangi bir şey fark etmeyeceksiniz. ama dikkatli baktığınızda bardak içindeki buzlarda " s...x" yazdığını fark edeceksiniz. 

kola kutusunda ilk önce herhangi bir şey farketmiyorsunuz ama bilinçaltınız mesajı alıyor. kutulara dikkatlice bakın yukarıdan aşağıya " s...x" yazısını göreceksiniz. Dikkat ederseniz bilinçaltına hitap eden reklamlar hep cinsel içeriklidir ve bir o kadar da tehlikelidir. biraz daha örnek verelim. 

  "aslan kral" çizgi filminde bulutar üzerinde açık bir şekilde "s..x" yazısı var . çocuklarımızın ne kadar büyük tehlike içinde bulunduklarını görün. 

 evet ilk bakışta birşey görmüyorsunuz ama bilinçaltınız mesajı alıyor. işte cola reklamına gömülmüş bir "noel baba" resmi ile gizli bir telkin olan pick up "al" yazısını görebilirsiniz

506 yazısını görür görmez anladınız . Avea hattını alma...efendim sonra kapıdan içeri giren son 3 rakam ?  5-4-7   Evet, Vodafone. onu da tercih etmeyin sakın mesajını veriyorlar... reklamı hatırlamayanlar youtube dan bakabilirler .cellocan reklamı...

ben herzaman yiyecek restoran zincirlerinin hep kırmızıyı kullanmalarına takmışımdır .demek varmış bir nedeni
kadınlara yönelik reklamda oval ve elips çizgiler kullanmak, keskin çizgiler kullanmamak. Ya da renkler. Kırmızı renk kadınlar üzerinde daha fazla etki uyandıran bir renktir. Mesela aynı deterjan sarı, mavi ve sarı mavi karışımı 3 ayrı kutuya konuyor. Sarı kutudan yıkayanlar güzel yıkıyor, mavi kutudan yıkayanlar güzel yıkamıyor diyor. Sarı mavi karışımı kutudan yıkayanlar ise mükemmel yıkıyor diyorlar. Yani renkler karar verme mekanizmalarında bu kadar etkili. Mc Donalds’ın sarı kırmızı renkleri bilinç altında en çok yer eden renklerdir. 1980 Moskova olimpiyatlarında, Ruslar kendi oyuncularının odalarını kırmızı, rakip takımın oyuncularının odalarını ise mavi renkle ışıklandırdılar. 
 
Neden?
 
Çünkü mavi, rehavete sevkeder, kırmızı ise canlandırır harekete sevkeder. Aynı şekilde İngiltere milli takımı, 2 yıl önceydi sanırım, Türkiye’ye geldiğinde biz beyaz forma giyeceğiz siz de kırmızı forma giyin dediler. Bu o zaman da söz konusu edildi. Amaç şu: Beyaz saflığı temizliği temsil eder, kırmızı ise ateşleyici, harekete geçirici bir renktir. Onlar kırmızı formalı Türk takımı karşısında performanslarını artırdılar. Bunlar insan doğasıyla ilgili veriler.

 Camel’ın yasaklanmış reklamı ile Camel satışlarını yüzde 5’ten yüzde 32’ye çıkarmıştı. Smooth character adındaki reklam kampanyasıyla Camel 1990’da sigara içmeye başlayan gençler arasında tercih edilme oranını 1.5 yıl içinde yüzde 32’ye çıkardı. Camel bilinçaltı reklamını çok iyi kullanmış bir marka. Deve figürünü artık nerede görürsek görelim beyin bunu Camel’le ilişkilendiriyor. 
Camel’in tek hörgüçlü devesinin ön bacağında dik duran bir erkek figürü var. Dikkatli bakıldığında bu erkek figürünün çıplak olduğu görülecektir.
 

 neden genellikle bu reklamların içerkleri aynı derseniz araştırmalarımda bu cevabı  buldum

İnsan beyninde bilinçaltının tepki verdiği iki önemli olay var: doğum ve ölüm. Bunlara arketip deniyor. Beyin, bu iki olaya daha fazla tepki veriyor. Bu iki arketipe giren mesajlara daha duyarlı. Sex mesajı doğum arketipinde, kill mesajı da ölüm arketipinde karşılanıyor. Kuzuların Sessizliği filminin afişinde de aynı şeyi görebiliyoruz. Oradaki kelebek figürünün üzerinde bir kuru kafa vardır. Bu fark ediliyor. Biraz daha dikkatli bakınca o kuru kafanın nü şeklinde resmedilmiş 3 kadından oluştuğunu görürsünüz. Bu afişte ölüm ve doğum arketipleri birlikte kullanılmıştır. Beyin bunu gördüğü anda bu başka herhangi bir filmin afişinden öncelikli olarak yer ediyor.


 25.kare olayı var ki akıllara zarar nedir bu ?
Müziğin altına insan kulağının duyamayacağı ama bilinçaltımızın algılayabileceği dalga boyunda mesajlar yerleştirilebiliyor. Gözümüz saniyede 24 kareyi algılayabiliyor. Böylece filmlerin, dizilerin, reklamların arasında, 25. kare kullanılarak bazı mesajlar iletilebiliyor. Gözümüz ve bilincimiz bunu algılayamıyor ama bilinçaltımız algılıyor. Kokuyla bile bilinçaltına mesaj göndermek mümkün. Bu teknikleri, yasak olmasına rağmen, daha çok reklam sektörü kullanıyor. Verilen reklamın arasına yerleştirilen mesajlar sizi o ürünü almaya yönlendirebiliyor. Aktaş, sinemalarda verilen 10 dakika aralarda kola içilmesine yönelik mesajlar iletildiğini söylüyor. 25. karedeki “kola iç” talimatı film arasında koşarak kola almanıza neden olabilir

süper marketlerde çalınan hızlı müziklerin altına “daha çok al, daha çok al” mesajının yerleştirildiğini , İnsan bilincinde alışveriş şevkini arttıran Paçuli yağının da marketlerde belli aralıklarla verildiği, Çocuğunuzun seyrettiği masum çizgi filmde ses ve görüntü yoluyla pornografi ve şiddet içeren mesajlar yerleştirilmiş olabileceği de tespitler arasında var....

ilk bakışta anlamadınız kelebek-  kuru kafa ilk başta göze çarpanlar kuru ama kuru kadar çıplak kadın figürlerinden oluşuyor. ilginç değil mi ?

bir çarpıcı örnek daha buldum ki facebook tan  ne kadar doğru bilemiyorum . ama paylaşmak istedim. 


Bebekler - çocuklar neden bu kadar çok reklam izliyorlar. çünkü onların bilinçaltları henüz gelişmedi ve reklamlar direk onları etkiliyor. ne kadar korkunç değil mi ?


Bilinçaltı reklamların yasak olduğunu öğrendim ama kim tespit edecek şikayet edecek o da muamma ...

Bilinçaltımızı nasıl koruyabiliriz? 
Bilinçaltımızı korumak için televizyon seyrederken çok seçici olunması gerekiyor. Mümkün olduğu kadar minimalist yaşamak ve teknolojiyi bilinçli kullanmak önemli. Kur'an, Cevşen okumak da bilinçaltının düzenlenmesi ve korunmasına etki ediyor. Güne başlarken, ya da bir film izleyeceksek, “ben bu filmi izlerken sadece bana faydalı olanları almak istiyorum.” diye telkin vermek işe yarayabilir. Ayetel Kürsi okuyarak etrafınızı çevirin ve etrafınızdan ışıktan bir koruma kalkanı olduğunu düşünün. 

internetteki araştırmalarımdan derledim ... bundan sonra daha dikkatli bir izleyici olacağım sanırım :)))

 



Hiç yorum yok: